Perakende tasarımı her zaman bir mağaza stratejisinin temel bileşenlerinden biri olmuştur; ancak bu günlerde her zamankinden daha önemli bir yere sahip. Çok daha rekabetçi bir hale gelen perakendede, kazanmak için en iyi strateji, sizi diğer mağazalardan ayıran deneyimler yaratmaktır.
Araştırmalar, insanların işlediği bilgilerin çoğunun görme duyusundan geldiğini göstermiştir.
Dr. Rosenblum, Dr. Harold Stolovitch ve Dr. Erica Keeps'e göre beynimizin duyu işleme yüzdeleri:
% 83.0 - Görme % 11.0 - İşitme % 03,5 - Koku % 01.5 - Dokunma % 01.0 - Tat
İnsanlar doğası gereği oldukça görseldir ve bu, fiziksel bir mağaza işletiyorsanız özellikle üzerinde durmanız gereken bir olgudur. İnsanların büyük bir çoğunluğu kötü ve itici görünümlü bir mekâna girmek istemez. Özellikle satın alma yapacakları sırada kendilerini biraz da güvende hissedecekleri bir mekânda bulunmayı tercih ederler.
1. Kapsayıcı Bir Deneyim ve Atmosfer Oluşturun
Görsel atmosferi kapsayıcı olarak kurgulamak ve bu atmosferi bir deneyim olarak sunmak size daha sadık müşteriler kazandıracaktır. Sunduğunuz deneyim müşterinize aktarmak istediğiniz hikayeyi aktarabiliyor olmalı ki müşterilerinizde istediğiniz etkiyi bırakabilin.
Güzel bir görsel atmosfer tasarımı sadece iyi seçilmiş bir teşhir veya çekici görsel mağazacılıktan ibaret değildir; mağazanızın çeşitli bileşenlerini kullanarak oluşturduğunuz deneyimle ilgilidir.
Perakende tasarım fikirlerini hazırlarken, tasarımı nasıl ilerleteceğinize dair kendinize sorular sormaya özen gösterin:
Alışveriş yapanların sahip olmasını istediğiniz genel deneyim nedir?
Hangi duyguları uyandırmak istersiniz?
Markanızın kurumsal karakteri düşündüğünüz hikayeye hangi açıdan bakardı?
Bu soruların cevapları, müşterileriniz üzerinde güçlü bir izlenim bırakan perakende tasarımları oluşturmanıza yardımcı olacaktır.
Örneğin yukarıdaki Ceolini'nin hazırladığı atmosfer (duvarların rengi, soğuk hava ögeleri ve "dışarısı soğuk" metni) birleştirici bir tema izlediğinden, genel etki oldukça güçlüdür. Müşterileri mağazanın "havalı" temasına çekerek sürükleyici bir deneyim yaratır.
2. Mağazanızı, Mağaza İçi Trafik Akışına Göre Düzenleyin
İnsanların önce en iyi ve en çekici ürünlerinizi veya vitrinlerinizi görmesini istersiniz. Bu nedenle mağazanıza girdiklerinde nereye gittiklerini veya döndüklerini bilmeniz gerekir. Sola mı sağa mı hareket ediyorlar? Gözleri nereye gidiyor? Bunlar, mağazanızı düzenlerken sormanız gereken sorulardan sadece birkaçı.
Neyse ki araştırmalar, perakende trafik modelleri hakkında bazı bilgiler sunuyor. Araştırmalar, mağaza içi trafik akışının aslında yoldaki araç modellerinden etkilenebileceğini göstermiştir. Herb Sorensen'in Inside the Mind of the Shopper kitabında şöyle diyor:
Amerika Birleşik Devletleri'nde süpermarketteki hareket şekli saat yönünün tersidir, ancak İngiltere, Avustralya ve Japonya'daki PathTracker çalışmaları, alışveriş yapanların burada saat yönünde hareket etme eğiliminde olduklarını göstermektedir. Dışarıdaki araç ve araba trafiği yönü, aynı zamanda perakendede mağaza içi trafik kalıplarını etkiliyor olabilir.
Bu bilgileri göz önünde bulundurarak, Türkiye gibi sağdan trafiği zorunlu kılan bir ülkedeyseniz, müşterileri sağa yönlendirmek; Birleşik Krallık veya Avustralya'daysanız, mağazanızı saat yönünde hareket eden kişileri destekleyecek şekilde düzenlemek en iyisi olabilir.
3. Ürünleri Dekompresyon Bölgesine Koymaktan Kaçının
Girişinizin yakınına (diğer adıyla “dekompresyon bölgesi”) çok fazla ürün veya işaret koymaktan kaçının. Mağazanın bu bölümünde alışveriş yapanlar muhtemelen yeni ortama alışmaya devam ediyor ve bu nedenle bu alandaki herhangi bir ürünü veya donanımı gözden kaçırma eğilimindeler.
Why We Buy: The Science of Shopping kitabının yazarı Paco Underhill'in Entrepreneur'e söylediği gibi:
Kişi, fiziksel çevreyle etkileşim kurmaya başladığında, kapının önüne koyduğunuz bazı şeyler geçmişte kalır.
Ona göre, bu alanda sadece az sayıda ögeyi sergilemek ve zemin ve aydınlatmanın dış ortamla kontrast oluşturduğundan emin olmak en iyisidir. Aynı zamanda vitrinlerinizde kullandığınız ögelerin ve dekorların mağazanızı dış dünyadan farklı kılması gerekmektedir. Hareketli ögeler kullanmak durağan bir çevreden hareketli bir çevreye girme izlenimi yaratır.
4. Molalar veya Hız Tümsekleri Ekleyin
Mağazanızda aynı armatürlere veya koridorlara sahip olmak, alışveriş yapanların ürünlerinizi atlamasına neden olabilir.
Ikonic Tonic'in baş deneyim sorumlusu Brian Dyches, Entrepreneur'e, alışveriş modellerini inceledikten sonra, uzun ve kesintisiz koridorlar nedeniyle "mağazadaki malların %20'ye kadarının atlandığını" bulduklarını söyledi. Dyches, bu sorunu çözmek için perakendecilerin uzun koridorların ortasında görsel molalar oluşturmasını tavsiye ediyor. Bu molalar, işaretler veya görüntüler şeklinde gelebilir.
Pek çok süpermarketin bu taktiği uygulamaya koyduğunu görüyoruz. Bu tür mağazaların çok sayıda koridoru olduğundan, süpermarketler genellikle mağaza düzenlerini canlandırmak için koridorlarının sonuna büyük, dikkat çekici görüntüler yerleştirir.
The Lionesque Group'ta marka aktivasyonu ve pop-up mimarı olan Melissa Gonzalez, bu tavsiyeyi yineliyor ve mağazada "hız yavaşlatmaları" kurmanın müşterilerin ilgisini çekmenin iyi bir yolu olduğunu söylüyor. Bu çarpmalar iyi satılan kıyafetler, önemli ürün teklifleri hakkında daha derin bilgiler, dokunmatik ekranlar gibi etkileşimli ögeler olabilir. Hareketli dekorlar ve ögeler bir hız yavaşlatma ve duraklatma yöntemi olarak kullanılabilir.
5. Görsel Düzenlemelerinizde Bir Odak Noktası Oluşturun
Mağazanızdaki her şeye dikkat çekmeye çalışmak cazip gelse de, denenmiş ve test edilmiş tasarım ilkeleri bize sadece tek bir odak noktasına sahip olmanın (tercihen göz hizasında) insanları çekmede çok daha etkili olduğunu söylüyor. Eğer odak noktanızın takip edilebilir olmasını istiyor ve müşterilerinizin göz hareketleri sizin odağınızı takip etsin istiyorsanız Levitate Gösteri Teknolojileri tarafından geliştirilmiş g'petto ile aşağıdaki gibi tasarım odağınızı hareketli bir hale getirebilirsiniz.
Vurgulamak istediğiniz bir şeyi seçin, göz hizasına yerleştirin, ardından dikkat çekmek için diğer ögeleri ve ışıkları stratejik olarak konumlandırın. Bunu yaptığınızda, alışveriş yapanların dikkatini çekme şansınız artacaktır. Bir kez bağlandıktan sonra, odak noktasındaki diğer ürünleri doğal olarak kontrol edeceklerdir.
6. Alanı Doldururken Aşırıya Kaçmaktan Sakının
İnsanların ürünlerinizi gerçekten takdir edebilmesi ve ürünlere veya diğer alışveriş yapanlara çarpmadan dolaşabilmeleri için mağazanızda yeterli açık alana sahip olun. Bunu yapmak size iki şekilde fayda sağlayacaktır:
1. "Butt-Brush (Popo-Fırçası) etkisi"ni önler
Paco Underhill, Why We Buy adlı kitabında, alışveriş yapanların arkadan bir veya iki kez çarpıldıklarında baktıkları bir reyonu, vitrini veya ürünü terk ettikleri bir fenomen olan popo-fırçası etkisinden bahsediyor.
Alışveriş yapanların yoğun zamanlarda mağaza içi davranışlarını incelerken, kravat hakkında garip bir şey fark etmeye başladık. Alışveriş yapanlar mağazaya yaklaşır, durur ve mağazaya giren veya çıkan kişiler tarafından bir veya iki kez çarpılana kadar alışveriş yaparlardı. Bu tür birkaç temastan sonra, alışveriş yapanların çoğu kravat arayışlarını bırakarak mağazadan uzaklaştı. Alışveriş yapanların - özellikle kadınlar, daha az ölçüde erkekler için de geçerli olsa da - bu tür istemsiz temaslardan ve çarpışmalardan hoşlanmadıkları netleşene kadar bunu defalarca izledik. Bu sebeple müşteriler olası çarpışmalardan kaçınmak için ilgilendikleri üründen uzaklaşacaklardır.
Mağazanızda müşterileri popo-fırçası etkisine maruz bırakan alanlar varsa, müşteri ve satış kaybediyor olabilirsiniz. Etrafınıza bir göz atın ve insanları rahatsız edebilecek dar yerleri boşaltın.
2. Mağazanızı hafif ve havadar tutar
İnsanların kişisel alanlarına sahip olmalarına ek olarak, geniş bir mağazaya sahip olmak, müşterilerin ürünlerinizi daha iyi takdir etmelerini sağlar. .
Elevator'un sahibi Niko Downie'nin dediği gibi, "Her şeyin çok iyi bir şekilde küratörlüğünü yapmasını sağlıyoruz. Ürünleri paketleyip elimizden geldiğince tek bir rafa itmek yerine, mağazanın her bir parçasını çok iyi düşünüyor, bütün kısımların temiz ve düzenli olması için çabalıyor ve kalabalık olmamasını sağlıyoruz. Bu da, ürünlerimizi satış ve sergileme şeklimizi gerçekten tamamlıyor çünkü işleri hafif ve havadar tutuyor."
7. İşaretleri Akıllıca Kullanın
Çekici, iyi konumlandırılmış tabelalar yalnızca insanların dikkatini çekmekle kalmaz, aynı zamanda vitrinlerinize ve genel olarak alışveriş deneyimine değer katar. İnsanları yeni gelenlerinize veya promosyonlarınıza göz atmaya ikna etmek için göz alıcı tabelalar oluşturmaya ek olarak, bilgilendirme ve eğitim için tabela kullanmak insanların doğru satın alma kararlarını vermelerine yardımcı olur.
8. Görsellerinizi Düzenli Olarak Güncelleyin
Perakende vitrinlerinizin başarısına katkıda bulunan tek faktör tasarım ve görünüm değildir. Bunları ne sıklıkla güncellediğiniz de önemlidir. Perakendede ekranlar çok çabuk bayatladığından, bunları düzenli olarak değiştirmeniz düzenli müşterileriniz için daha ilgi çekici olacaktır. Levitate Gösteri Teknolojileri tarafından geliştirilen hareketli dekor sistemi g'petto, geliştirilen arayüz sayesinde her gün hareket değiştirmenize olanak tanır.
Perakende uzmanı Bob Phibbs, bunları aylık olarak değiştirmenizi tavsiye ediyor. "Tatiller ve mevsimler çok uzun sürüyor ve promosyon ürünleri kısa bir raf ömrüne sahip. Önce yeni gelenleri öne çıkarın.” diye de ekliyor.
9. Görsellerinizi Fotojenik Yapın
Tüketicilerin mobil cihazlarını ve sosyal medyayı sevdiği bir sır değil. Deneyimleri belgelemenin norm olduğu bir çağda yaşıyoruz ve alışveriş yapanlar, onlara fırsat verirseniz, perakende deneyimlerini paylaşmaktan genellikle mutlu olurlar. Bu amaçla, perakende tasarım girişimlerinizin müşterilerinizi fotoğraf çekmeye özendirmesini ve hatta yapabiliyorsanız hareketli vitrinlerinizin videosunu çekmek istemelerini sağlayın. Onları sosyal medyada paylaşım yapmaya teşvik edin. Bunu yapmanın ilk adımı fotojenik görüntüler oluşturmaktır. Mağazanızın fotoğraflarda ve videolarda göz alıcı göründüğünden emin olmalısınız. Bunu, mağazanızın fotoğraflarını çekerek ve kameranın merceğinden nasıl göründüğünü görerek yapabilirsiniz.
Aşağıdaki örnekte hareketli vitrinlerin insanlar tarafından nasıl takip edildiğini ve videosunun nasıl çekildiğini görebilirsiniz:
Yarattığınız görsel düzenlemelerin insanlarda sosyal medyada paylaşma isteği uyandırması markanızın konuşulurluğunu ciddi ölçüde arttıracaktır.
10. Anlık Satın Alımlardan Yararlanmak için Ödeme Alanlarınızı Kullanın
Alışveriş yapanların %27'sinin ödeme gişesinden ek bir satın alma yaptığını biliyor muydunuz? Ayrıca, POS sisteminizin yanındaki alan, mağaza alanınızın yalnızca %1'ini kaplarken yıllık satışların % 7'sini oluşturabilir!
Açıkçası, ödeme alanınızdan yararlanmıyorsanız masada çok fazla para bırakmış olursunuz. Bu nedenle, ödeme sayacınızda ekranlar oluşturarak bu ani satın alımları teşvik edin.
Bu ögelerin büyük ya da süslü olmaları gerekmez; en iyi dürtüsel satın alımlar hem fiziksel hem de zihinsel olarak kavraması kolay olanlardır. Müşteriye herhangi bir açıklama yapmak zorunda kalmayacağınız kadar basit ve ucuz olmalıdırlar.
Bath & Body Works'ün ne yaptığına bir göz atın. Müşterileri banyo köpüklerini satın almaya teşvik etmek için ürünleri ödeme tezgahında sergilediler ve hatta anlaşmayı tatlandırmak için sınırlı süreli bir teklif bile sundular.
En İyi Satış Pratiği Olarak Görsel Düzenleme
Vermek istediği mesajı iyi bir şekilde müşterilerin bilinçaltına ileten görsel düzenleme, bir satış danışmanının dakikalarını harcayarak yapabileceği satışı sadece saniyeler içinde gerçekleştirebilir!
Günümüzde perakendede rakiplerinizin önüne geçmenizi sağlayacak olan en güçlü aracınız görsel düzenlemelerinizdir. Müşterilerin bilinçaltına erişmek için tamamen hayalgücünüzle kuvvetlendirebileceğiniz, defalarca senaryo değiştirmenize izin veren g'petto ile hem satışlarınızı arttırabilir hem de müşteri deneyimini geliştirebilirsiniz.